Reflü Hastalığı

normal ve reflü halinde mide içeriğinin davranışı

Reflü hastalığını düşünmemiz için meydana gelen şikâyetler çok fazla ancak iki tane ana şikâyet özellikle reflüyü düşündürmektedir. Birincisi özellikle kalp hastalıklarına bağlı ağrıyla karışabilen göğüste yanma hissi, burada göğüste yanma hissinde en çok dikkat edilecek şey göğüs kemiğinin alt kısmından başlayıp yukarı doğru yanma şeklinde olması bunu zaman zaman kalp hastalarına bağlı ağrılarla karıştığı için öncelikle kalp hastalarını ayırt etmek lazım ama reflü için oldukça önemli bir belirtidir. Bunun yanında diğer önemli belirtisi regürjitasyon dediğimiz ağza acı, ekşi su gelmesi, bu ikisi reflünün ana belli başlı belirtileridir. Ancak bunun dışında kronik öksürük olması, ses kısıklığı olması gibi başka belirtilerde reflüyü düşündürebilmektedir. Yine göğüs ağrısı dışında yutma güçlüğü de aklımıza reflüyü getirebilir.

Mide rahatsızlığı olan kişilerin göğsünde de şikayeti varsa, göğsünde yanması varsa bu göğüs kısmında ağrı varsa tabi bazı hastalıklar o organı ilgilendirir ama etraf doku ya da diğer komşu organlarda yayılma yapabilir, örneğin hastada hem midesinde ağrı var yanma var, hem de göğsünde yanmalar ağrılar oluyorsa burada bir reflü hastalığından şüphe etmemiz lazım. Reflü ne demek buna biz  gastroözofajiyal reflü hastalığı diyoruz. Yani mide asidinin yukarıya doğru yemek borusuna doğru gelmesi. Bazen de bu durumda gıdalarda ağza gelir, yemek borusuna gelir bu reflü hastalığıdır. Dolayısıyla reflü hastalığında hakikatten göğüs bölgesinde, bazen kalp ağrılarını bile taklit edebilen şiddetli ağrılar olabilir. Göğüste yanmalar olabilir. Yemekten sonra mideden ağza doğru gelmesi şikayeti olabilir, bu durumda mutlaka reflü hastalığından tipik reflü hastalığı dediğimiz şeyler yani göğüs bölgesinde yanma, gıdaların ağza doğru gelmesine tipik reflü deriz ve bu durumda mutlaka hastayı takip etmemiz lazım hastaya gerekirse tetkik yapmamız gerekir;  gerekmezse bir ilaç tedavisi başlayıp hastayı izlememiz gerekiyor.

Mide Kanaması

Ağızdan, KUSMAYLA, KAHVE TELVESİ ŞEKLİNDE SİYAHA YAKIN REKTE  kan gelmesine (hematemez) denir.

Mide kanamasının birçok sebebi var yani tatbikî buna biz sindirim sistemi kanaması diyoruz. Sindirim sistemi kanamaları dediğimiz zaman genelikle üst sindirim sistemi kanamaları anlaşılır.. Üst sindirim sistemi nedir? Yemek borusu ve midedir ve on iki parmak bağırsağına üst sindirim sistemi diyoruz. Kanamaların yüzde doksanı buradan olmaktadır bu bölgede de en çok kanamaya neden olan on iki parmak bağırsağı ülserleridir ve mide ülserleridir. Üst kanamaların yani mide, yemek borusu ve on iki parmak bağırsağı kanamalarının yüzde ellisini ülser hastalığı yani peptik ülser hastalığı oluşturur. Ülserlerde en sık on iki parmak bağırsağında görülmektedir. Demek ki bir hasta mide kanamasıyla geldiği zaman biz olayın en az yüzde elli sebebini on iki parmak bağırsağı ve mideye ait ülserlerin olduğunu düşüneceğiz. Ama bunun dışında gastritler mide kanaması yapabilir, midedeki damarsal bir patolojiler yani doğuştan olsun sonradan meydana gelsin bunlar yapabilir. Mide tümörleri çok nadir de olsa kanamanın sebebi olabilir. Burada tabi mide kanamasıyla gelen bir hastada en önemli sorgulamamız gereken şeylerden birisi hastanın mide rahatsızlığının olup olmadığı da daha önceden ve bu mide rahatsızlığının ne zamandan beri olduğu son zamanda herhangi bir ilaç kullanıp kullanmadığı, örneğin hastada bir gastrit durumu vardır veya sessiz bir ülser vardır hasta anestezi almıştır, ağrı kesici almıştır, romatizmal ilaç almıştır, antibiyotik almıştır birtakım ilaçlar almıştır bunlar sessiz duran bu ülserleri aktive

ederek kanamaya sebep olabilmektedir.

Eroziv gastrit
ülser ve endoskopik tedavi
ülser-mide kanaması

Diğer

Mide kanamalarının en sık sebebi mide içerisinde veya midenin hemen çıkışında , ince bağırsağın başlangıcında oluşan ülserler yani yaralar nedeniyledir. Bunları ameliyat ile değil, genellikle endoskopik yöntemlerle tedavi edebiliyoruz. Ülserler dışında daha az olmakla beraber, bazen de temiz kanı taşıyan küçük damarlarda çatlamalar olup buradan kamalar olabilir. Ayrıca kronik karaciğer hastalığı nedeniyle mide içerisinde kirli kanı taşıyan damarlarda genişlemeler olabilir. Bu genişlemelere varis diyoruz. Mide içindeki bu varisler de kanayabilir. Bunların da büyük oranla endoskopik tedavisi mümkündür. Nadiren, endoskopik tedavilerle tedavi edemeyip ameliyat ettiğimiz hastalar da bulunmaktadır. Ama ilk olarak endoskopik tedaviler yapmayı tercih ederiz.

ilaçlar ülsere ve mide kanamasına neden olabilir
h.pylori ve ülser
mide kanaması sebebi-duuedenal ve mide ülseri
mide kanamasında gastroskopi yapılmalıdır

(Diyabetik) Gastroparezi (Mide Tembelliği)

Mide tembelliği

Dispepsi’nin bir diğer şekli olan Gastroparezi (Mide tembelliği) mide hareketlerinin yavaşlaması ve midenin boşalmasında güçlük olmasıdır. Diyabetik hastalarda oluşan, nöropati’nin sebep olduğu düşünülmektedir. Diyabet hastalarında, özellikle iyi kontrol edilmemiş diyabetiklerde görülmesinin yanı sıra bir çok Dispepsi hastasında da da farklı mekanizmayla oluşmaktadır. Tedavileri genellikle aynıdır. Genellikle Mide boşalmasını hızlandıran ilaçlar (domperidon, methoclopamide v.s.) kullanılır. H.Pylori tedavisinde kullanılan Claritromisin de benzer şekilde mide kaslarını kuvvetlendirip mide ağrısı yapması da bu sebeptendir. Bu nedenle aynı guruptan olan Eritromisin de bu amaçla kullanılmıştır.

Dispepsi (Hazımsızlık,şişkinlik,midede gaz)

karın şişliği
karın şişliği

Hazımsızlık, zor sindirim anlamına gelmektedir. Yani, yenilen gıdaların sindiriminde bazı zorluklar yaşanır. Çeşitli belirtilere neden olur. Birkaç hazımsızlık şekli vardır. Mesela, yemek yedikten sonra doygunluk, şişkinlik ya da az bir yemek ile şişkinlik hissetmek, bu doygunluk şeklinde, hazımsızlık olarak tanımlanır. Bir de ağrı ile giden hazımsızlık şekli vardır. Bu da ikinci hazımsızlık tanımıdır. İkisi birbirinin içine de geçebilir. Bu zorlu sindirimin nedenleri arasında mide hassasiyeti, ülsere bağlı hastalıklar ya da hareket bozuklukları olabilir. Fakat, gerçek anlamada hazımsızlık olarak nitelediğimiz, tanımına “dispepsi” dediğimiz şey ise ülser dışı hazımsızlıktır. Bunun nedeni mide genişlemesinde bir zorluk olması ya da sizin yediğiniz gıdalara karşı hassasiyet olabilir. Bunun için çeşitli tedaviler denenmektedir. Bu kullanılan mide ilacı, aynı zamanda reflü tedavisinde kullanılan mide ilaçları olabilir, hazımsızlığı gidermek için mide hareketlerini düzenleyen ilaçlar olabilir. Yani tedavi, asıl yakınmanız ağrı ise ona göre ya da şişkinlik ise ona göre, doktorunuz tarafından yönlendirilmektedir. İllaki kötü bir hastalık anlamına gelmemektedir. Bunu bilmek de hazımsızlığı tedavi edebilir.

karın şişliği

Midenin görevlerinden bir tanesi de asit salgılamaktır. Mide gövdesinde bulunan “parietal hücre” dediğimiz özel hücrelerden hidroklorik asit yani bildiğimiz asit salgısı gerçekleşir. Bu asit sindirim için, gıdaların parçalanması için gerekli olduğu kadar bazı vitaminlerin vücuda emilmesi için de gereklidir. Özellikle demir ve B-12 vitaminleri için. Midenin içerisinde asit, zaten gün içerisinde salgılanır. Dolayısıyla mideye direkt bir zararı yoktur. Midenin aynı zamanda kendini asitten koruyucu faktörleri de vardır. Ancak, asit midenin içerisinden yemek borusuna kaçarsa, pratikte buna reflü hastalığı diyoruz, o zaman yemek borusunda bir takım tahrişlere, hasarlara ve buna bağlı olarak da hastalarda semptomlara yol açabilmektedir.

Midede gaz ve geğirme için şu videoyu izleyebilirsiniz. https://youtu.be/UM-fKhwEAqw

Midede aşırı gaz ve geğirme iki sebepten dolayı olur. Ya gaz, yani hava, midede oluşur, yediğimiz besinlerden. Veya yukarıdan, ağız yoluyla, hasta hava yutabilir. Bunların farklı isimleri var. Yukarıdan hava yutma ve aynı anda yemek borusundan, hasta istemsiz olarak, yuttuğu havayı tekrar geriye çıkartma şeklinde yapabilir bunu. Ki biz buna, daha çok supragastric geğirti diyoruz. Veya gastirik geğirti, yani midede oluşan havanın yukarıya çıkartılması, şeklinde olabilir. Ama bu daha farklı şekilde karşımıza çıkar. Tedavisi, maalesef bir ilaç tedavisi, kesin bir çözümü yok. Ancak; rahatlatıcı ilaçlar, gazı giderici ilaçlar kullanabiliyoruz. Bunlar hastaların şikayetlerini kısmen rahatlatabiliyor. Esas tedavisi hastaya, özellikle supragastric geğirti yani hava yutma şikayeti olan hastalarda ya da sebep hava yutmaysa nefes egzersizleri önerebiliyoruz. Bazen psikoterapiler de gaz ve geğirti şikayeti olan hastalarda işe yaramaktadır.

Bulantı-Kusma

Bulantı genellikle kusma ile seyreden, insanı rahatsız eden hoş olmayan bir duygu durumudur. Kusma mide içeriğinin kuvvetli bir refleks ile yemek borusu ve ağız yoluyla dışarıya atılmasıdır. Kişide mide bulantısı sonrası karşı konulmaz bir kusma duygusu oluşmaktadır. Kusma ise mide içindeki maddelerin karın kaslarının kasılmasıyla zorlu bir biçimde yemek borusu yoluyla ağza gelmesi ya da ağızdan çıkartılmasıdır. Bulantı ya sıklıkla kusmaya öncülük eder ya da onunla birlikte gelişir. Bulantı ile birlikte terleme, solukluk, aşırı tükürük salgılama, kalbin yavaş atması (bradikardi), tansiyonun düşmesi (hipotansiyon) ve iştahsızlık gibi belirtiler görülebilir.Bunlar eşlik eden belirtilerdir. Ayrı bir hastalığı düşündürmez.

Kusmanın merkezi midede değil, beyindedir.

Psikojenik kusma; Hastanın kendisi tarafından başlatılabileceği

gibi hasta tarafından anksiyete oluşturan tehdit edici bir durumda

veya bir şekilde tatsız kabul edilen durumlarda oluşur.

Ani gelişen kusmalara akut kusma diyoruz. Ateşli enfeksiyöz durumlarda bulantı kusma eşlik edebilir. Çocuklarda daha sık görülür. Herhangi bir besinin alınmasından 2-6 saat sonra gelişen kusmalarda, gıda entoksikasyonu (gıda zehirlenmesi) akla gelmelidir. Beyindeki kafa içi basınç artmasına bağlı kusmalarda genellikle baş ağrısıyla beraberdir ve fışkırır tarzda oluşur.

Gastroenterolojide karşımıza daha çok; sindirim sisteminin herhangi bir yerindeki tıkanma halinde ; tıkanmanın ötesine geçilemediğinde kusmalar olur. Tıkanmanın yeri mide çıkışındaysa safrasız,ince bağırsaktaysa safralı kusmalar görülür. Kolon düzeyindeki tıkanmalarda genellikle bol dışkı kokulu kusmalar olur. Bağırsak tıkanmasına bağlı kusmalarda kramp tarzında karın ağrısı eşlik eder.

Karın içi enfeksiyon hallerinde (akut apandisit,akut kolesistit-s.kesesi iltihabı-gibi) ani başlangıçlı bulantı kusmalar oluşabilir.

Denge sistemi bozukluklarında; baş dönmesiyle birlikte bulantı-kusma oluşur. Bazen bunlara tinnitus ( kulak çınlaması) eşlik edebilir.

Bazı ilaçlar bulantı kusmaya neden olabilir (digoxin, teofilin-KOAH da kullanılan bir ilaç- gibi)

Gebeliğin özellikle ilk 3 ayında bulantı kusma sıktır.

Bulantı kusmalar; yemek yerken yada hemen yemek ardından oluyorsa genellikle psikolojik faktörler düşünülür.

Çok şiddetli kusmalarda kusmayla birlikte kırmızı renkli kanlı kusmalar görülebilir. Yemek borusu alt ucunun fazla zorlanmasıyla küçük yırtıklar buna neden olabilir (Mallory-Weiss sendromu). Ancak siyah renkli (kahve telvesi gibi) kusmalarda mide kanaması düşünülmelidir. Uzun süreli kusmalarda sıvı-elektrolit ( sodyum,potasyum,klor gibi) kaybına bağlı belirtiler görülebilir( halsizlik, vücut suyu kaybı, kas krampları, kalp aritmileri gibi ).

Bulantı kusması olan bir hastada öncelikle sebebe yönelik tedavi yapılmalıdır(ilaçlar neden olduysa ilaç kesilir v.s.)Daha sonra hemen sıvı-elektrolit durumu dikkate alınarak tedavi edilmelidir. Aşırı kusma sonucunda elektrolit kaybı olduğundan bunlar serum yoluyla verilmelidir. Bir taraftan da bulantı kusmanın geçmesi için ilaç (bulantı kusma ilaçları) verilir. Ağızdan herhangi bir şey alamayacak düzeydeyse ilaçlar damardan veya serumla verilebilir.